Babam ve Oğlum’da, 12 Eylül darbesinin yıktığı hayatlardan birinde yetişmektedir küçük Deniz. Annesini henüz doğmadan önce kaybetmiş, bir gazetede yazar olarak çalışan babası tarafından mütevazi bir evde yetiştirilmiştir. Babası dışında tanıdığı tek bir akrabası bile yoktur. Taki babası Sadık, bir gün Deniz’i şaşırtacak bir haberle gelene kadar… Deniz artık babasıyla birlikte, hiç görmediği dedesinin yanında, küçük bir kasabada yaşayacaktır.
Köye vardıklarında Sadık yıllar önce küstüğü babasını ilk kez görüyordur. Aralarındaki bu üskünlük kolay kolay geçecek cinsten bir durum değildir. Sadık’ın dönüş sebebini anlamlandıramayan aile bir yandan çok mutluyken diğer yandan tedirgindir de. Zamanla Deniz bu hiç görmediği ailesine alışırken ve her şey düzelmeye başlamışken yaşanan bir dram herkesi derinden etkileyecektir.
Son dönem sinemamızın en dokunaklı filmlerinden biri olarak kabul gören Babam ve Oğlum kendi türünde klasikleşmeye aday filmlerden biri.